Faaliyete Katılanlar: Yiğit Şahinbeyoğlu, Nevin Vatansever
Malzemeler: FreeX – Flair, Paratech – P43
Malzemeler: FreeX – Flair, Paratech – P43
Adrenalin dolu bu faaliyet bir cumartesi sabahı (ya da gecesi) 04.00 sularında 4 Levent’ te arabanın kontak alamayışıyla başladı. Bir yıl boyunca Kaş faaliyetinin hayali ile yaşa, en küçük ayrıntısına kadar tasarla ve işin başında bir sorun çıksın hayııırrr çıldırmak istiyorum. Gerçekten de o sabah herşeyi arabaya yükledikten sonra, kontak çalışmadığında “hayır ya bu kesinlikle şaka olmalı” demekten başka bir şey geçmiyordu içimden ama bu faaliyeti ertelemek gibi bir niyetimizin olmaması sebebi ile soğukkanlı, olup bize zaman kaybettiren bu sorunun bir an evvel çözülmesi gerekiyordu. Bir kaç kez oto sanayi sitesine gidip usta getirme faslından sonra nihayet sabah 06.30 saatlerinde yola çıkabilmiştik. Gerçi sorun çözülmüş gözüküyordu ancak gene de beni bu faaliyette sinirlerime sahip olup, soğukkanlı davranmamı sınayacak testler henüz bitmemişti. Daha 2. köprü çıkışındaki gişelerdeydik ve ben arabanın hararet ibresinin tavana vurmak üzere olduğu görerek “ of yaa ne bu be” demekle yetindim. Oto sanayideki ustalar her ne yaptı ise, arabanın fanının sigortasını attırmayı başarmıştı. İlk defa arabanın termostadının olmadığına sevindim çünkü otobanda basarak, o hararet saatinin ibresinin dibe vuracağını biliyordum. Tabi ki bu süreç içerisinde sevimlilik ve sabır abidesi Nevin başarılı co-pilot imajını korumak için çoktan haritaya gömülmüştü bile. Neyse efendim yanılmıyorsam Pamukova civarında bu teknik sorunu da çözerek kendimizi büyülü Anadolu yollarına bırakarak Kaş’ a doğru devam ettik. Elbette sabahki zaman kaybı bizim Kaş’ a varış saati planlarımızı etkilemişti. Olympos kampa yerleşir yerleşmez kendimizi denize attık ve tüm dertler hava kararmak üzere iken denizin ortasındaki bir iskele üzerinde sisler içerisine yavaş yavaş gömülen Asas Dağı’ nı izlerken unutulmuştu.
İlk akşam hemen Kaş’ ın içinde ofisi bulunan Nautilius ekibi ile tanıştık ve transport sorununu çözdük. Kaş yeryüzünden ne kadar güzel görünüyor ise gökyüzünden bunun 5 katı güzel görünüyor diyebilirim. Gerçekten de Kaş yukarıdan inanılmaz bir manzara sunuyor. Asas Dağı 1000 metre irtifaya sahip bir dağ. Kaş’ ta kaldığımız süre içerisinde Nevin 3 ben ise 2 uçuş yapabildim. Kaş’ tan yaptığımız bu uçuşların ikimiz için de özel olan yanı, bu uçuşların düz uçuş olmayıp normal süzülme ve inme süresinden daha uzun uçuşlar olması idi. Ben bir uçuşta 1 saat 40 dakika uçarak Nevin de 50 dakika uçarak o zamana kadar olan en uzun uçuşlarımızı gerçekleştirdik.

Kaş take-off tan çıkış yaptıktan sonra soldaki ilk sırt biraz soaring biraz da termikli rüzgarların etkisi ile çoğunlukla kaldırıcı bir bant oluşturuyor ve sırt boyunca sıkılana kadar uçmak mümkün. İlk sırtın biraz daha ilerisinde yer alan diğer sırtta da (Kaş’ a hakim olan) aynı şekilde takılmak mümkün. Ben oleyyyy uzun süre havada kalıyorum diye ilk uçuşumun tümünü ilk sırt üzerinde yaptım ancak ikinci uçuşumda bu sefer sıkıcı olur düşüncesiyle bu iki sırt arasında gidiş gelişler yaparak uçtum ki bu çok daha zevkli bir uçuştu. İlk 2 günün sabah sortilerinde ben uçuş yaptım. 3. günün sabahı ise Nevin ilk uçuşuna çıkacaktı ve kamp yerinde hazırlık yapıyorduk. İkinci bir kanadımız olmaması sebebi ile Nevin kilo limitlerinin altında kaldığı Freex-Flair ile balast (8-10 kiloluk su torbası) yardımı ile uçuyordu. Balastı doldurmak için çeşmeye gittiğimde bir baktım ki balastın kapağı yok (muhtemelen Abant take off da düştü). Hadi bakalım ne yapıcaz derken şimdilerde onayladığımı pek söyleyemeyeceğim biz çözüm bularak küçük çakıl taşlarından yaklaşık 10 kiloluk bir torba oluşturdum ve Nevin Flair ile 2 uçuşunu bu şekilde yapdı. Aslında onaylamadığım şey yalnız çakıl taşlarıyla değil, genel olarak balast ile uçmak çok akılcı gelmiyor bana. Bunun sebebi ağırlık vasıtası ile bir kanadın limitleri dahilinde uçtuğunuzda aslında manevra yaptırdığınız ağırlık sizin varlığınız dışında manevra yapan bir ağırlık oluyor. Daha açık bir dille manevralarınızı çok verimli yapamıyorsunuz. Ben bunları teknik bilgiye dayanarak söylüyorum ancak pratikte nasıl olduğunu öğrenmek için sanırım Nevin’ e sormak lazım. Ben sordum siz sakın sormayın derim çünkü cevabı “balast ile uçmakdan nefret ediyorum”

Biz Kaş uçuşlarımızda pek kasmak istemedik ve inişlerimizi büyük limana yaptık. Kaş’ da iki adet iniş yeri var. Biri büyük liman diğeri de tandemcilerin indiği küçük liman. Küçük limana da elbette herkes inebiliyor ancak büyük limana göre daha kısa ve daha dar bir iniş yeri sunuyor. Büyük liman ise olabildiğince geniş ve uzun bir alan. İniş tercihiniz tümüyle tecrübeyle ilgili diyebilirim, sanıyorum zaman içerisinde biz de küçük limana iniş kararı alabiliriz. Büyük Limanın dezavantajı Kaş’ ın içine yaklaşık 10-15 dakika yürüyüş mesafesinde oluşu, küçük liman ise hemen Kaş’ ın içerisinde yer alıyor. Bu 5 uçuştan birinde Nevin iniş için S ler çizmesi gerekirken son yaklaşma açısında dışarı doğru bir 360 döndü ve inişin hemen arkasında yer alan tepenin arkasında kayboldu. Açıkçası o sırada ben Nevin’ in tepenin arkasındaki ağaçlara girdiğini düşündüm ancak tepenin arkasından çıktı ve elektrik tellerinin az bir metre üzerinden geçerek büyük limana indi. Hakkaten ikimizin de yüreği ağzına gelmişdi. Nevin’ in tepenin arkasına dönmesinin ardınan telsizde sadece “ Nevin “ diyebildim ve ondan aldığım cevap da “Yiğit bir saniye” oldu. İndikten sonra olan biteni konuştuğumuzda o da tepenin arkasına geçince oraya acil iniş yapacağını zannettiğini ancak tepenin arkasından çıktıktan sonra karşı rüzgarın bir miktar kaldırcağını düşündüğü minik tepeye daha yaklaşarak ve biraz irtifa alarak olaydan yırttığını anlattı. Gerçekten bu tip tecrübelerin paylaşılması ile bu tip olayların daha kötüleri yaşanmadan önüne geçilebilir diye düşünüyorum. İniş planı yaparken özellikle de yere olan irtifamız azaldığında 360 dönüşler değil de S ler (yada 8 ler demek daha doğru olur) çizerek inmek gerekiyor. Gerek irtifa kaybı olarak gerekse yer hızımızın arka rüzgar aldığımızda artması sebebi ile inişde 360 dönmek çok doğru olmayabilir. Olmayabilirim dememin sebebi tecrübe ve o günün hava koşulları gibi etkenlerin farklılık göstermesidir. Tecrübeleri farklı 2 pilottan biri son yaklaşma açısında 360 dönerek güzelce inebileceği gibi diğer az tecrübeli bir pilot kendini iniş yeri dışında bir yerde bulabilir.
Neyse efendim, faaliyete dönücek olursak güzel uçuşlarımız sonrasında akşamları hem uçuşların keyfine buz gibi bira içmek için hem de Nautilus ekibi ile sohbet etmek için aynı zamanda bar-cafe olan Natilus’ a gidiyorduk. Nautilus’ tan Uğur, bizim Nevin ile ayrı ayrı uçmamıza dayanamadı ve aynı sortide beraber uçmamız için XS Paratech 43 lerini çok cüzzi bir fiyata bize kiralamayı teklif etti ve biz de çok sevinerek kabul ettik.
5. günün sabahı beraber take-off a çıktık hava diğer günlere nazaran biraz daha sertti. Nevin ilk çıkanlardan biriydi ancak ben havanın biraz daha sertleşmesi ile uçuştan vazgeçmek zorunda kaldım. Aslında hava patlamamıştı ancak bende o zaman speed bar yoktu ve henüz kulak kapatma simulasyonu da yapmamıştım. Kanadı bir kez çektim ancak sonrasında söndürmem gerekti. Sonuç olarak Uğur’ un iyi dilekleri güzel bitmedi ve aynı sortide uçamadık ben de cip ile aşağı döndüm.

5. günün sabahı beraber take-off a çıktık hava diğer günlere nazaran biraz daha sertti. Nevin ilk çıkanlardan biriydi ancak ben havanın biraz daha sertleşmesi ile uçuştan vazgeçmek zorunda kaldım. Aslında hava patlamamıştı ancak bende o zaman speed bar yoktu ve henüz kulak kapatma simulasyonu da yapmamıştım. Kanadı bir kez çektim ancak sonrasında söndürmem gerekti. Sonuç olarak Uğur’ un iyi dilekleri güzel bitmedi ve aynı sortide uçamadık ben de cip ile aşağı döndüm.
Kaş faaliyeti herşeyi ile çok keyifli geçmişti. Bu kadar uçuş yeter düşüncesi ile artık yolumuzu Göcek ve Köyceğiz’ e çevirerek Kaş’ dan ayrıldık. Bir dahaki sefere daha çok Pandül pilotunun katılımının olacağı bir faaliyet olmasını diliyorum ve bu sefer foto makinası muhakkak harnesimin cebinde bulunduracağım Tüm Nautilus ekibine teşekkürler...
Yiğit Şahinbeyoğlu